Yaşlanma hızı nasıl frenlenir?

Yaşlanma doğumla birlikte başlar. Doku ve organlarda asıl yaşlanma ve yıpranma ise ergenlik çağından sonra ortaya çıkar. Yaşlanma hücre düzeyinde başlayıp; doku, organ ve tüm vücudun yaşlanmasıyla devam eder. Her organın kendine göre ayrı bir yaşlanma hızı olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bu hızı frenlemenin yollarını
şöyle açıkladı:

Kadın erkek farkı

Ortalama yaşam süresi tüm dünyada hem erkekte hem kadında giderek artış göstermektedir. Kadınlarda ortalama yaşam süresi erkeklerden 5-10 yıl daha fazladır. Son yüzyılda modern tıp, koruyucu hekimlik ve aşılar, hijyen, yaşam tarzı değişiklikleri ve eğitim ortalama yaşam süresini 50’lerden 85’lere çıkartmıştır.

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk

Bu risklere dikkat!

Serbest radikaller, antioksidan sistemin yetersizliği, toksinler, çevresel kirlilik, radyoaktivite, manyetik kirlenme, hormonlarda azalma, insülin direnci, şeker hastalığı, sağlıksız ve hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme, sigara, alkol, uyuşturucu, stres, depresyon, uyku kalitesinde azalma, genetik miras, vücut yağlanması, obezite, geçirilmiş hastalıklar, aşırı egzersiz, damar yaşlanması (ateroskleroz), kolesterol yüksekliği, homosistein yüksekliği yaşlanma sürecinin en önemli nedenleridir.

Ağır diyetler

Yanlış ve yetersiz beslenme, kronik stres, ağır işler, aşırı spor, uyku bozuklukları, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıklar bağışıklık sisteminin gücünü azaltır. Bağışıklık sistemini güçlü kılmak için yeterli ve sağlıklı beslenmeye; vitamin, mineral, antioksidan desteğine, makul bir egzersiz programına, stresten uzak bir hayata ve düzenli uykuya ihtiyaç vardır. Yaşlanmayla birlikte bağışıklık sistemi güç kaybederken, bağışıklık sisteminin bozulması da yaşlanma sürecini hızlandırır.

Hormonlar

Yaşlanmanın en önemli sebeplerinden biri hormonal dengesizliktir. Özellikle büyüme hormonu, DHEA-S, testosteron, östrojen ve melatonin hormonlarında ortaya çıkan dengesizlik ve yetersizlik yaşlanma sürecini hızlandırır. Kadınlarda menopoz döneminde östrojen hormonlarında çok ciddi ve hızlı bir düşüş ortaya çıkarken, erkekte 40’lı yaşlarla birlikte testosteron hormonunda yavaş yavaş (her yıl yüzde 1 gibi) düşüş ortaya çıkar. Büyüme hormonundaki düşüş yaşlanma sürecinde çok önemli etkiye sahiptir. 50’li yaşlarla birlikte büyüme hormonu seviyesi 20’li yaşların 1/5’ine kadar düşmektedir. Tüm bu hormonal yetersizlikler sonucunda vücut kilosunda artış, yağlanma, kas kitlesinde azalma, egzersiz kapasitesi, kas gücünde azalma, kemik kaybı ve uyku sorunları ortaya çıkar.

Şeker

Glisemik indeksi ve glisemik yükü yüksek olan beyaz şeker, beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz pirinç gibi yiyecekler kan şekerini hızla yükselterek, fazla miktarda insülin salınımına neden olur. İnsülin bilindiği gibi inflamasyona sebep olan ve aynı zamanda vücutta yağ depolatan bir hormondur. Aşırı insülinle birlikte kan şekeri hızla düşer, kişi tekrar şekerli yiyecekler yeme ihtiyacı hisseder ve bu kısır döngü sürer gider. Bu süreç içinde ortaya çıkan insülin direnci, vücudun metabolik ve hormonal dengesini bozarak yaşlanma sürecini başlatır ve hızlandırır.

Bu önerileri hayata geçirin

Geç yaşlanmak istiyorsanız, aşağıdaki
önerileri en kısa sürede hayata geçirin…
* Hijyen koşullarına dikkat edin.
* Aşılarınızı yaptırın.
* Gereksiz ilaç kullanımından sakının.
* Doğal beslenin ve besinleri çeşitlendirin.
* Her gün düzenli olarak mevsime uygun sebze ve meyve tüketin.
* Doymuş ve trans yağlardan kaçının.
* Soğuk sıkım zeytinyağını tercih edin.
* Haftada iki kez balık yiyin.
* Günde 2 öğün beslenin.
* Sigara ve alkol kullanmayın.
* Beş beyazdan sakının (şeker, un, tuz, peynir, süt)
* Ölçülü, lifli tam tahıl tüketin.
* Yoğurt ve kefire sofranızda yer açın.
* Ilımlı siyah, yeşil, beyaz çay için.
* Kaliteli su kullanın.
* Her gün en az bir avuç çiğ kuruyemiş tüketin.
* Düzenli egzersiz yapın.
* Cep telefonu kullanımında aşırıya kaçmayın.
* Düzenli uyuyun.
* Sessiz, sakin bir yaşam sürün.
* Negatif insanlardan uzak durun.
* Düzenli seks yapın.
* Güneşe ve gün ışığına çıkın.
* Moralli olun, gülün.

Okinawa Diyeti’nin sırrı

Japonya’nın Okinawa adasında ortalama yaşam süresi 82 yıldır ve burası dünyada yaşam süresinin en uzun olduğu yerdir. Türkiye ise 72 yıllık ortalama yaşam süresi ile uzun yaşam klasmanında 98. sıradadır. Okinawa adasında yaşayanların çok uzun ömürlü olmasının temel nedeni ada sakinlerinin geleneksel yaşam biçimleri ve diyetleridir. Toplam kalorisi az, bitkisel kaynaklara dayalı, sessiz ve sakin, dingin, aktif bir yaşam tarzı bu geleneksel yaşam biçiminin temel unsurlarıdır. Okinawalılar az ve öz yerler ve genellikle sofradan yarı aç kalkarlar. Adada yoğun bir trafik akışı yoktur ve çevre kirliliğine yol açan sanayi tesisleri bulunmamaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir